Okuma süresi: 2 dakika
Almanya merkezli finans devi Deutsche Bank (DBK) tarafından yayımlanan yeni raporda, Bitcoin’in önümüzdeki dönemde devlet rezervlerinde daha fazla yer bulabileceği ifade edildi. Banka, her ne kadar altının resmi rezervlerdeki lider konumunu sürdürmesi muhtemel olsa da, Bitcoin’in sınırlı arzı ve düşük korelasyonu sayesinde enflasyona ve jeopolitik risklere karşı tamamlayıcı bir rezerv aracı olarak değerlendirilebileceğine dikkat çekti.
Raporda ayrıca, ABD dolarının küresel rezervlerin yaklaşık %57’sini oluşturduğu bilgisi verilirken, rezerv para çeşitliliğine yönelik sinyallerin şimdiden ortaya çıkmaya başladığı vurgulandı. Örneğin, Çin’in yalnızca 2024 yılı içerisinde ABD Hazine tahvili varlıklarını 57 milyar dolar azaltması, bu çeşitlenmenin önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Öte yandan, büyük ekonomilerde kripto para düzenlemeleri konusunda artan bir ivme dikkat çekiyor.
Bitcoin’in yüksek volatilitesinin rezerv varlık olma yolundaki en büyük engel olduğuna işaret eden banka analistleri, bu engelin giderek zayıfladığına değindi. Ağustos 2025 itibarıyla Bitcoin’in 30 günlük volatilitesi tarihinin en düşük seviyelerine inerken, fiyatın ise 123.500 doların üzerine çıkarak rekor kırması, kripto paranın spekülatif geçmişinden uzaklaşmaya başladığını gösteriyor.
Altın tarafında da güçlü bir performans gözlemleniyor. Ons altın, 3.763 dolara ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarken, yılbaşından bu yana %40’tan fazla değer kazandı.
Buna rağmen Deutsche Bank, ne Bitcoin’in ne de altının kısa vadede doların rezerv para statüsünü tehdit etmeyeceğini belirtti. Banka, ülkelerin para politikası üzerindeki egemenliğini korumak adına gerekli önlemleri alacağını vurguladı.
Sonuç olarak, rapor Bitcoin’in kabul sürecinin, altının tarihi yolculuğuna benzer şekilde; başlangıçta şüpheyle karşılanıp, zamanla daha geniş çapta benimseneceği bir yola girdiğini ortaya koyuyor. Yasal düzenlemeler, küresel ekonomik şartlar ve zaman içinde oluşacak kurumsal benimseme, Bitcoin’in spekülatif bir yatırım aracından, küresel finans sisteminin meşru ve kalıcı bir unsuru haline dönüşmesinde belirleyici olacak.


























