Okuma süresi: 2 dakika
İlk kez bilimkurgu yazarı Neal Stephenson tarafından 1992 tarihli Snow Crash adlı romanında ortaya atılan “metaverse” kelimesi, inandırıcı, sürükleyici ve gerçekçi bir sanal dünya görüşüne atıfta bulunur; bu, gösterilmesi zor olan karmaşık, kullanışlı ve kesinlikle bağımlılık yapan bir dünya görüşüdür. Bugün birçok ofis çalışanının zamanının çoğunu bilgisayarlarda geçirmesi gibi, insanlar da zamanlarının çoğunu meşru bir şekilde geçirebilir.
Metaverse, sanal gerçeklik fikrine benzer, ancak ihtişamı ve çağrışımlarında ötesine geçer. Bu terim, meta kelimesinin anlamı, genel anlamı ve “evren”de olduğu gibi ek bir anlamı ifade eder.
Metaverse teknolojik olarak sofistike bir fikirdir. 2008 itibariyle, metaverse, adına yakışır gerçek bir sanal gerçeklik dünyası yaratmak için gerekli altyapı, işlem gücü, arayüz aygıtları ve yazılımdan yoksundu. Bazı fütüristler, 2020 ile 2030 arasında tam ölçekli bir metaverse’nin ortaya çıkacağını düşünüyor.
Metaverse‘in ilkel öncüleri, çeşitli oyunlardan ve diğer çevrimiçi topluluklardan geliştirildi. Bir örnek, milyonlarca abonesi olan ve gerçek hayattaki ağlar için bir mekân haline gelen popüler World of Warcraft devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunudur. Başka bir sanal dünya, Second Life, keşfetmek, iletişim kurmak ve sadece kendi zevkiniz ve diğer oyuncular için nesneler yaratmak anlamına geldiği açık uçlu bir dünya olması bakımından daha da meta benzeridir. Second Life’daki bazı öğeler, dünya para birimi dolar kullanılarak alınır ve satılır. Second Life’ın ekonomisi birçok orta ölçekli şehrin ekonomisine benzer. Çok sayıda şirket, ürünlerini tanıtmak ve tüketicilerin satın almadan önce modellerini önizlemelerine olanak sağlamak için Second Life içinde alanlar oluşturuyor.
Gerçek bir meta veri deposu yalnızca ayrı bir dünya değil, gerçek dünyayla yakından bağlantılı tamamlayıcı bir dünya olacaktır. Gezegenin bir ucundaki insanların diğer ucundaki insanlarla sanal bir ortamda tanışmasına ve aynı odadaymış gibi normal konuşmalar yapmasına olanak tanır. Daha gelişmiş girdi ve görüntüleme teknolojileri, Stephenson’ın orijinal vizyonu doğrultusunda bir metaversal’ın kilidini açmanın anahtarı olacaktır. Belki de girdi olarak el hareketlerine izin veren dokunsal eldivenler ve sanal dünyaların görüntülerini doğrudan retinalarımıza yansıtan retina ekranları, milyonlarca insanı yeni bir samimi sanal gerçeklikle meşgul etmek için yeterli olacaktır.